ÖZ
Amaç: Bu çalışmanın amacı, tıp öğrencilerinde santral sensitizasyon ve ilişkili faktörleri değerlendirmektir.
Gereç ve yöntemler: Bu kesitsel çalışma, 18-25 yaşları arasındaki tüm sınıflardan tıp öğrencilerini içermektedir. Santral sensitizasyon, Santral Sensitizasyon Envanteri'ne göre, Bölüm A'dan 40 veya daha yüksek puan alınmasına göre belirlendi. İlişkili faktörler olarak öğrencilere yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi, eğitim durumu, tanı almış kronik hastalık varlığı, düzenli ilaç kullanımı ve birinci derece akrabalarda herhangi bir santral sensitizasyon sendromu varlığı sorgulandı.
Bulgular: Ortanca yaşı 21 (aralık: 18–25) olan 332 öğrenci dahil edildi. Santral sensitizasyon prevalansı %25.9 olarak saptandı ve kadın katılımcılarda erkeklerden önemli ölçüde daha yaygındı (P=0.008). Santral Sensitizasyon Envanteri Bölüm B bulguları, en sık görülen santral sensitizasyonu sendromunun %9,0 oranıyla depresyon olduğunu ortaya koydu. Santral sensitizasyonu olan ve olmayanlar arasında yaş ve vücut kitle indeksi açısından anlamlı fark yoktu (P>0,05). Santral sensitizasyon, sürekli ilaç kullanan öğrencilerde kullanmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksekti (P=0.021) ve ailesinde kronik yorgunluk sendromu, migren ve huzursuz bacak sendromu öyküsü olan öğrencilerde olmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksekti (sırasıyla 0.001, P<0.001 ve P<0.001). Son olarak, santral sensitizasyon sendromu, aile öyküsü olanlarda istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yaygındı.
Sonuç: Santral sensitizasyon prevalansının tıp öğrencilerinde yüksek olduğu ve cinsiyet, aile öyküsü ve sürekli ilaç kullanımı ile ilişkili olduğu saptanmıştır.
Santral Sensitizasyon Santral Sensitizasyon Envanteri Tıp Fakültesi Öğrencileri
yok
yok
yok
ABSTRACT:
Background/aim: The objective of this study is to evaluate central sensitization and associated factors in medical students.
Materials and methods: This cross-sectional study included medical students from all grades, aged 18–25 years. Central sensitization was determined based on the Central Sensitization Inventory, based on a Central Sensitization Inventory Part A score of 40 or higher. As associated factors, students were questioned about age, sex, body mass index, education grade, presence of diagnosed chronic disease, regular drug use and the presence of any central sensitization syndrome in first-degree relatives.
Results: 332 students were included with a median age of 21 (range: 18–25) years. A prevalence of central sensitization of 25.9% was identified and was significantly more common in the female respondents than the males (P=0.008). The findings of the Central Sensitization Inventory Part B revealed the most common central sensitization syndrome to be depression, with a rate of 9.0%. There was no significant difference between those with and without central sensitization in terms of age or body mass index (P>0.05). Central sensitization was statistically significantly higher in students who used drugs continuously than those who did not (P=0.021), and was statistically significantly higher in students with a family history of chronic fatigue syndrome, migraine and restless leg syndrome than those without (P=0.001, P<0.001 and P<0.001, respectively). Finally, central sensitization syndrome was statistically significantly more common in those with a family history of the condition.
Conclusion: The prevalence of central sensitization was found to be high in medical students and was associated with sex, family history and continuous drug use.
Central sensitization Central Sensitization Inventory Medical students
yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | yok |
Yayımlanma Tarihi | 6 Eylül 2023 |
Gönderilme Tarihi | 3 Nisan 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 37 Sayı: 2 |