Abstract
Giriş: Minör enerjili künt göğüs travması sonrası meydana gelen en yaygın yaralanma, genellikle kaburga kırığıdır (%25) ve genellikle teşhis için radyografik görüntüleme kullanılır. Bununla birlikte, radyografiler bazen, özellikle kıkırdaktaki kırıkları olmak üzere veya yoğun bir şekilde kalsifiye olmadıkça kırıkları gösteremezler. Bu çalışmadaki amaç minör künt göğüs travmalı hastalarda kaburga kırıklarını saptamada ultrasonografinin (US) rolünü araştırıp değerlendirmek ve başarısını posteroanterior (PA) akciğer grafisi ile karşılaştırmaktı.
Yöntem: Çalışmamızda, Haziran 2017 ve Mart 2019 tarihleri arasında travma sonrası şüpheli kaburga kırıklarını değerlendirmek adına daha önce hem US hem de radyografi uygulanmış minör künt göğüs travması olan hastalar dahil edilmiştir. Hastaların tamamına PA projeksiyonunda radyografi çekildi. US çekimi, kaburga kırıklarını ve bütünlüğünü değerlendirme ve tanımlamada uzman bir radyolog tarafından yapıldı. Daha sonra US çekimi ile saptanan ve radyografi ile saptanan kırıkların insidansı, özellikleri ve lokalizasyon bilgileri karşılaştırıldı.
Bulgular: Mevcut çalışmaya toplam 126 hasta dahil edildi. Hastalar arasında 98 hasta (%78) ilk kez, 28 hasta (%22) ise ikinci kez hastaneye başvurmuş olduğu bilgisi tespit edildi (bu hastaların daha önce başka hastanelere başvurmuş olduğu ve radyografik değerlendirme ile 'normal, sağlıklı' olarak değerlendirilmiş ve taburcu edilmiş olduğu tespit edilmiştir). Radyografi ve US incelemeye göre toplam 108 kırık tespit edilmiştir (tamamı 79 hastada (%63)), 47 hastada ise (%37) tanı konulan kırık bulgusu yoktu. Ultrasonografi ile tüm kırıklar (%100) doğru tespit edilirken, radyografide 16 kırık (%14,81) tespit edildi. Radyografi ve US ile tanı konulan hastalar arasında tanısal yetenek açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p=0,011).
Sonuç: Kaburga kırıkları teşhisinde, ultrasonografik çekim, doğruluk açısından radyografiden önemli ölçüde üstündür. Ultrasonografi travma bölgesinden, lokalizasyon ve yerleşiminden bağımsız olarak radyografiye göre anlamlı üstün bulunmuştur. Ultrasonografik değerlendirmede bazı kaburga alanlarının erişilemeyeceği gerçeğine rağmen, söz konusu minör enerjili göğüs travması olduğunda, en çok etkilenen bölgelerin hızlı bir şekilde değerlendirilmesi en etkili olarak ultrasonografi ile olmaktadır. Bu nedenle US, minör göğüs travmalarında kot kırıklarında tanı doğruluğunu arttırır ve tanı atlanmasını azaltarak da hastaların sağlık kuruluşlarına tekrar tekrar başvurularını azaltmış olur.
Anahtar kelimeler: Kaburga kırıkları, toraks travmaları, travma, ultrasonografi, radyografi