Introduction: Trauma remains one of the leading causes of death in childhood and adolescence, even in developed countries. Reducing trauma-related mortality in children continues to be a major public health concern. Physiological, anatomical, and developmental differences between children and adults influence both trauma mechanisms and treatment processes. Notably, head trauma is a primary cause of pediatric intensive care unit (PICU) admissions. This study aimed to evaluate the clinical characteristics and survival outcomes of children requiring intensive care following trauma.
Methods: In this retrospective study, 90 pediatric patients admitted to a PICU due to trauma between January 2019 and December 2023 were evaluated. Data were collected from electronic medical records, including demographic characteristics, mode of admission, trauma etiology, vital signs, laboratory values, imaging results, types of respiratory support, treatments administered, scoring systems (GCS, PEWS, PRISM III, PELOD, ISS, PTS, AIS), and mortality outcomes. The association between biomarkers—such as lactate, pH, standard base excess (SBE), and INR—and mortality was analyzed using ROC curve analysis.
Results: Of the patients, 7,.8% were male, with a mean age of 104,96±68,08 months. The most common trauma mechanism was falling from height (28,9%), followed by motorcycle accidents (16,7%) and drowning (16,7%). Head and neck injuries were present in 65,6% of cases, while extremity and skin involvement was observed in 75,6%. Invasive mechanical ventilation was required in 31,1% of the patients. The mean GCS was 11,7±0,44, and the mean ISS was 25,41±2,14. Seven patients (7,8%) died. The highest mortality rates were observed in cases of firearm injuries (100%), hanging/asphyxia (25%), and drowning (13,3%). Significant differences were found in pH, SBE, lactate, INR, and creatinine levels between survivors and non-survivors (all p<0.05). According to ROC analysis, lactate was the strongest single predictor of mortality (AUC: 0.848); however, when all four biomarkers were combined, the AUC reached 1.000. GCS, PRISM III, PELOD, and ISS scores were significantly correlated with mortality (p<0.001).
Conclusion: This study demonstrates that early risk assessment based on trauma mechanisms, clinical scores, and laboratory parameters can effectively predict mortality in pediatric trauma patients. The combined use of biomarkers such as lactate, pH, SBE, and INR provides a stronger predictive value than individual parameters alone. The high rates of head and neck injuries and the need for mechanical ventilation highlight the importance of early intervention. The frequent occurrence of trauma mechanisms such as motorcycle accidents and drowning among adolescent males underscores the need to develop targeted public health prevention strategies for this population.
Child Critical Care Accidents Injury Severity Score Motorcycles
Giriş: Travma, gelişmiş ülkelerde bile çocukluk ve ergenlikte önde gelen ölüm nedenlerinden biri olmaya devam etmektedir. Çocuklarda travmayla ilişkili ölüm oranını azaltmak önemli bir halk sağlığı endişesi olmaya devam etmektedir. Çocuklar ve yetişkinler arasındaki fizyolojik, anatomik ve gelişimsel farklılıklar hem travma mekanizmalarını hem de tedavi süreçlerini etkiler. Özellikle, kafa travması çocuk yoğun bakım ünitesi(ÇYBÜ) yatışlarının birincil nedenidir. Bu çalışma, travmadan sonra yoğun bakım gerektiren çocukların klinik özelliklerini ve sağkalım sonuçlarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Yöntem: Bu retrospektif çalışmada, Ocak 2019 ile Aralık 2023 arasında travma nedeniyle ÇYBÜ’yeyatırılan 90 pediatrik hasta değerlendirildi. Veriler, demografik özellikler, yatış şekli, travma etiyolojisi, hayati bulgular, laboratuvar değerleri, görüntüleme sonuçları, solunum desteği türleri, uygulanan tedaviler, puanlama sistemleri (GKS, PEWS, PRISM III, PELOD, ISS, PTS, AIS) ve ölüm sonuçları dahil olmak üzere elektronik tıbbi kayıtlardan toplandı. Biyobelirteçler (laktat, pH, SBE ve INR gibi) ile mortalite arasındaki ilişki ROC eğrisi analizi kullanılarak analiz edildi.
Sonuçlar: Hastaların %7,8'i erkekti ve ortalama yaşları 104,96±68,08 ay idi. En sık görülen travma mekanizması yüksekten düşme (%28,9) idi, bunu motosiklet kazaları (%16,7) ve boğulma (%16,7) takip etti. Baş ve boyun yaralanmaları vakaların %65,6'sında mevcutken, ekstremite ve cilt tutulumu %75,6'sında gözlendi. Hastaların %31,1'inde invaziv mekanik ventilasyon gerekli oldu. Ortalama GKS 11,7±0,44 ve ortalama ISS 25,41±2,14 idi. Yedi hasta (%7,8) ex oldu. En yüksek mortalite oranları ateşli silah yaralanmaları (%100), asılma/asfiksi (%25) ve boğulma (%13,3) vakalarında gözlendi. pH, SBE, laktat, INR ve kreatinin düzeylerinde sağ kalanlar ve sağ kalmayanlar arasında önemli farklılıklar bulundu p<0,05). ROC analizine göre, laktat mortalitenin en güçlü tek öngörücüsüydü (AUC: 0,848); ancak, dört biyobelirteç birleştirildiğinde, AUC 1,000'e ulaştı. GKS, PRISM III, PELOD ve ISS skorları mortalite ile önemli ölçüde ilişkiliydi (p<0,001).
Sonuç: Bu çalışma, travma mekanizmalarına, klinik skorlara ve laboratuvar parametrelerine dayalı erken risk değerlendirmesinin pediatrik travma hastalarında mortaliteyi etkili bir şekilde öngörebileceğini göstermektedir. Laktat, pH, SBE ve INR gibi biyobelirteçlerin birlikte kullanımı, tek başına bireysel parametrelerden daha güçlü bir öngörü değeri sağlar. Baş-boyun yaralanmalarının ve mekanik ventilasyon gereksiniminin yüksekliği, erken müdahalenin önemini vurgulamaktadır. Özellikle motosiklet kazaları ve suda boğulma gibi mekanizmaların adölesan erkeklerde sık görülmesi, bu gruba yönelik koruyucu halk sağlığı stratejilerinin geliştirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Çocuk yoğun bakım Kazalar Yaralanma Şiddet Skoru Motosikletler
We would like to express our sincere gratitude to the nurses and ancillary healthcare personnel of the Pediatric Intensive Care Unit at Çanakkale Onsekiz Mart University Hospital for their dedicated efforts and valuable contributions to patient care throughout the conduct of this study.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Çocuk Yoğun Bakımı |
Bölüm | Araştırma Makalesi (Original Article) |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 28 Mart 2025 |
Kabul Tarihi | 13 Mayıs 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025Cilt: 10 Sayı: 2 |